12 Aralık 2017 Salı


Arka Kapak 

"Heyecan, merak, tutku, aşk... Bu hikâyede hepsini sonuna kadar ve farklı bir yorumla yaşayacaksınız! " 
-Selvi Atıcı-

"Konusu ve temposuyla elimizden düşüremeyeceğimiz bir roman bizi bekliyor!" 
-Vefa Enver-

"Bir insan seviyorsa kalır Savaş. Nasıl, niçin, neden soruları da bir o kadar anlamsızdır sevgi karşısında." 

Kalmak ve gitmek arasındaki o ince çizgide yeşeren bir aşk...
Sırlarla dolu ortak bir geçmişin bir araya getirdiği iki kişi ve masum bir çocuk...

Her kapı başka bir tehlikeye açılıyor! 

Geçmişinin karanlığında boğulan Bihter'in tek zaferi ölümdür. Hayata karşı buz tutmuş kalbini ve etrafına ördüğü yüksek duvarları aşabilen biri çıkana dek...

Ömrünü kızını korumaya adamış olan Savaş ise kabuslarından kurtulmanın bir yolunu arayan aşktan sabıkalı bir ruhtur... 

Geceye karışan fısıltılar kadar gizemli bir aksiyon, kaçınılmaz bir aşk ve umulmadık bir son...
(Tanıtım Bülteninden)


Foto : http://nilmeltemnisanci.blogspot.com.tr/
Mortena yayınları ile tanışmam Dilek Taygun kitaplarıyla başladı , Sümeyye Kalyoncu 'da kaldı şimdi Merve Duman ile devam ediyor. 

Çok sık blogguma ugrayamasamda aslında bu sürecte bir sürü kitap biriktirdim. Bu aralar ruh halimin ne olduğunu bile anlamadığım Hoşgeldin Kış ! moduna uyamadığım bu soguk günlerde Aşktan Sabıkalı ile su gibi bir kaç saat geçirdik. Seviyorum böyle kitapları ne zaman başladı ne zaman bittiğini anlamadığım . Bazı kitaplar çok ögreticidir bazıları antidepresandır . Heh ! işte antidepresan sınıfına girenler bu tarz kitaplar bir kaç saat yaşadığınız dünyadan sizi alıp kendi içine çekip sonra sizi bırakanlar...


👩Bihter Durmaz 

Disiplin yok, düzen yok, söz dinlemek desen o hiç yok! olarak üstleri tarafından tanımlanan genç bir polis .

 ↬ 

👨Savaş Karapınar


👧Buse Karapınar 


Her bölüm başlarında kitaplaran alıntılar , şarkı sözleri sizi karşılayacak. Buda okuduğumuz kitaplar arasında daha farklı bir his kazanmanıza sebep olacak. Fikir kesinlikle benden 10 puan aldı 🙌

1 Ağustos 2017 Salı

Hasibe I Elya Şeytanı Kitap Yorumu



Lacivert bir karanlıkla örülmüş olan gökyüzü yerini pırıl pırıl bir güneşe bırakıyordu. Kapalı göz kapaklarımdan içeri sızan ışık, bir karmaşadan çekip alıyordu beni. Ne yer kürede ne gök kubbede bir benzerine daha rastlayamayacağım yoğun bir sevgi, hare hare yükseliyordu gönlümden taze göklere. Kendi ekseni ve güneşi olan huzur renkli bir gezegende süzülüyordu ruhum. Yaşamın kendisi bu değilse yaşamak neydi? Beni içinde boğan bu güzel duygu aşk değilse aşkın tanımı neydi?


ELYA ŞEYTANI | HASİBE

Kitaplığımın büyük bir çogunlugunu kaplayan Ephesus Yayınların'dan uzun zaman sonra bir türk yazar kitabı daha okumak varmış .  Hayatımı daha ebedi kitaplara adamaya çalışsamda Romantik komediler , Chic - litlar , polisiyeler peşimi bırakmıyor. Hala benim için en iyi antidepresanlarım oluyorlar.

Hiç bir yorum , alıntı ve kitap tanıtımına dahi bakmadan başladım Elya Şeytan'ına . Aklımda bir sürü meraklarla . İyiki de bakmamışım. Böylesi daha heyecanlı oldu 😃😃

Edremit'in tüm topraklarına hükmeden Ulu ailesi bir konakta nesillerdir yaşamaktalar. 3 neslin bir arada yaşadığı bu konakta eglence bitermi tabiki bitmez. Bizim bir konagımız olmasada 3 neslin beraber yasadıgı iki katlı evimizden detaylı bir şekilde bu komediyi ilk sayfalarda tahmin ettim diyebilirim 😊😊

Asi üniversiteden mezun olup Edremit özlemiyle döndügü konagında başına geleceklerden habersizdir. 
Kuzeni Ege ile hiç anlaşamayan bu yüzden dedesi Musa Ulu'nun yıllarca kurduğu fabrikayı iflas durumuna getirmesiyle artık hiç bir söz hakkı kalmamış ve dedesinin Ege ile zorla evlendirmesine susmak zorunda kalmıştır. 

Öyle güzel gözleri var ki, bir bakıyor, yüreğimde zelzele oluyor, mideme çığ düşüyor, yanaklarım heyelan gibi kulaklarıma kayıyor, bütün doğal afetleri yaşıyorum, âdeta bir Brad Pitt. Bir de vücudunu görsen omuzlar filan, uğruna Orta Doğu’nun karıştığı Golan Tepeleri gibi. Erkek değil Orhun Anıtı be nene...”

Tabi çocukluk arkadaşı Reyhan'ın çalıştıgı eczanede Doktor Koray'ı görene kadar. Artık susmak Asi için çok zordur . Koray prensipleri olan ailesini küçük yaşta kaybetmiş ve Musa Ulu'nun yanında çalışıp tıp kazanmış genc bir adamdır. Ancak onun şımarık torununa asla aşık olacağını düşünmez. Çünkü bu kız tam bir küfürbaz , aklına eseni yapan biridir. Hayatının dingin dönemlerini baş belası olup mahvetmesine izin vermeyecektir. Demek isterdim ancak aşk ya bu iki zıt kutubu daha bir ayrı çeker. Koray , Asi için tam bir silahşör tam bir gladyatör olur. Dedesinin boyundurlugu altında olan Asi'yi kurtarmak için neler çeker neler.

Şimdi spoiler bölümüne geçecegim. 

Kitabı okumadan bu bölümü okumamanızı tavsiye ederim.

SPOİLER İÇERİR 

* Ege ve Reyhan ikilisi ile direk başlamak istiyorum. Sanki bir yarım kalmışlık hissi bıraktı bende. Nasıl böylesi aşık oldular nasıl bir anda o çapkın , çılgın Ege tam bir evlilik yoluna girdi anlamadım. Birazdaha bu bölümlerin detaylandırılmasını isterdim. 

* Asi 'nin alkol için Koray'ın üzerine kusması , Asi'nin laf sokarkenki enteresan zekası ve bunların esprili yönleri benim büyük keyif alarak okudugum noktalardı.

* Dügünden kaçıp ,sokakta sabahlayan Asi'nin doktor Koray'ın kollarında gelinlikler içinde hastaneye gittigi bölümü kitabın en romantik sahnesi ilan ediyorum.😍😍😍


Keyifli okumalar dilerim.

Bir sonraki kitap yorumunda görüşmek dilegiyle... 

6 Temmuz 2017 Perşembe

KİTAPLA_MOLA I DİLEK TAYGUN -BENDEKİ SEN KİTAP YORUMU




Herkese Merhaba :) 

Hiç bir kitabı yorumlayamayacak kadar yogun geçen dönemlerimden birindeyim.Ancak konu Dilek Taygun ve Kitapla Mola olunca büyük bir hevesle geçtim blogumun başına .

Ah nasılda güzel yazan bir yazar ve ne güzel bir kitap😍

Bir kaç saatte bitecek Chiclid romanlardan biriydi.

Benim için ah daha fazla detay olsa , daha yavaş konular geçse hissi bıraktı . Çünkü bu kadar hızlı bitsin hiç istemedim. 



Dişiyle tırnağıyla geldiği yöneticilik görevinde kalmakta kararlı olan adamımız, söylediği yalan ayağına dolanınca daha da büyük bir yalanın içine giriyor. 😎










"Hayatı boyunca bir şeylere ulaşabilmek adına hep bedeller ödemişti ve şimdi tekrar başa dönmeye cesareti yoktu."


Yalan çok büyük bir günah !  Ama eğer peşinde aşkı getirekcekse pembe yalanlar her zaman harikadır . Kitabımız Baran'ın çalıştığı iş yerine alınması için söylediği nişanlıyım yalanı ile başlar . Patronu aile baglarına çok önem veren biridir. Malesef günümüz Türkiye'de böyle patronlar kalmadı. Neyse sonuç olarak artık bu yalan kontrolden çıkar çünkü  patronu ve onun degerli eşi artık Baran'ın nişanlısıyla tanışmak istiyordur.  İş arkadaşının önerisiyle ajanstan bulacagı bir kac günlük bir kız ile bu durumu kontrol altına alabilecegini düşünen Baran verilen numarayı da yanlış arayıp karşısında asla nişanlısı vasfında olamayacak Ezgi Degerli ile yolları kesişir. 


 
"Yüzünü görmediğim bir adamı düşünüyorum. Kim olduğunu geçtim, yüzünü gormedigim."


Ezgi yaşadığı evde geçimini garsonlukla kazanan ve aşkı hiç bilmeyen rüyasında yüzünü bile görmediği beyaz atlı prensini bekleyecek kadar temiz kalpli bir kız...

Baran Solmaz ile kesişen yollarında birbirlerine hiç benzemeyen bu iki çift nasıl birbirlerine aşık olabilir deseniz ? Aslında belki de bilinmeyen sırları onların asıl birbirine benzerlikleri olduğunu daha göstermemiş olabilir 😍😍😍😍

Ben okumaktan sonsuz keyif aldığım Dilek Taygun kitaplarından birini daha bitirdim. Her bir kitabı farklı bir çikolata tadındaydı diyebilirim. 

Spoiler canavarı olarak Turun son günü bir kaç detayları bu yorumun altında bulabilirsiniz.

Şimdilik görüşmek üzere Tur bitene kadar okuyun bol bol dedikodu yapalım 😊😊


Spoiler Zamanı 😍😃😊



Baran elindeki kalemi hiç çekinmeden, dostuna fırlatırken Sarp, son anda yana eğilerek kalemin saldırısına uğramaktan kurtulmuştu. 

"Bazen çekilmez bir adam oluyorsun." 

"Bak, dediğin gibi, bazen çekilmez bir adam oluyorum... Ya senin gibi her an çekilmez bir adam olsaydım?" 


Ezgi ve Baran ikilisinin arasında yaşadıkları gel gitler kitabın bir 100 sayfa daha uzaması gerektigini hissettirdi. Böylesi kariyer hedefli birinin muma dönme kısmını daha keyifle okuyabildim. İkisi de yurtta kalmış çocuklardan ve hayatları hatta ilk dansları Baran'ın yurttan ayrıldığı gün olması da aklıma hiç gelmeyecek kitap için olumlu tepkilerimden bir digeriydi. 

Baran zor bir adam ama neden neden ! derken Babasının annesini öldürdüğünü gören bir çocuk olduğunu okuyunca ayyy ! diyip 10-15 dk kitabı elimden bırakıp şoku atlatmadım desem yalan olur. 

Seviyorum böyle kitapları tadı damakta kalıyor . Özlüyorum sonra ... Ama Dilek Taygun genellikle her kitabın sonunda özlenen eski karakterlerine yer veriyor. Ya bir davette , yada bir yemekte görüyoruz Dogan ve Funda'yı, Gökhan ve İnci'yi , Ömer ve Buket ,Ahmet ve Deniz'i..
Ama hep söylediğim gibi yine söylüyorum. 100 sayfa daha detay olsa tadından yenmezdi :) 

Keyifli Okumalar Dilerim 

Bir sonraki kitap yorumunda görüşmek dilegiyle 😍



2 Mayıs 2017 Salı

KitaplaMola II Kız Arkadaşım 9 Kuyruklu Bir Tilki Blog Turu / Yorum & Soundrack


Kitapla Mola kızlarının hiç kuşkusuz en keyifli yaptıkları turlardan biri olan Kız Arkadaşım 9 Kuyruklu Bir Tilki aslında Kore Draması olarak çıkan daha sonra Olimpos Yayınları sayesinde kitap kurtları ile buluşan son çıkan kitaplardandır. 

Kalbim şuan nasıl atıyor . Nasıl heyecanlıyım anlatamam. Sizlere biraz kitabı anlatıp daha sonra dizide geçen müzikler ve sahnelerle ilgili detaylar vereceğim .

Turumuzun ilk günü ve karşınızdayım. Diger günler ve detaylar için instagram hesabımıza ugramayı unutmayın derim.😍

Bu Dokuz Kuyruklu Tilki ne derseniz Kore'nin bilinen korku salan hikayelerinin baş kahramanıdır. Ama aslında bir Gumiho güzelliği ile tüm erkekleri büyülecek , özel güçlere sahip bir tilkidir.

Büyükannesi tarafından hapsedildiği tablodan bizim zengin çocuğumuz Dae Wong sayesinde kurtulur ancak Dea Wong ve onun korkaklığı ciddi bir kaza geçirmesine sebep olur. Gumiho kendi yaşam enerjisini veren Boncuğu (ne olur bana bu boncuk ne demeyin anlatamam bu yüzden aşağıdaki resmi sizlele buluşturuyorum) verir ve yeniden hayat bulmasını sağlar. 

Dae Wong durmadan iştahla et yiyen Gumiho'muzdan korkar , kaçar ,yapmadığını bırakmaz ama bizim hiç birşeyden anlamayan Gumiho'muz bir an olsun peşini bırakmaz. 

Zorlu bir aşk ikisini birbirine bağlar. 

Ama yoook öyle kolay degildir herşey , kalbi kırık ögretmen  Dae Woong , Gumiho'yu bulur ve yıllarca hem özlemini hissettiği hem intikamını almak istediği bu kızcağızımızın hayatını mahvetmek için planlar yapar. 

Draması başka güzel, kitabı bambaşka güzel ...
2.kitap için inşallah çok beklemeyiz 😊



Peki bu dizimizde çalan kitap okurken durmadan kulağımıza gelen müzikler mi ne ? 
 Peki bu soundracklar hangi sahneler ile bir oldu derseniz ;






Dramayı izleyip asla unutulamayacak bölümlerden biri olan Gemi sahnesinde çalan Lee Sun Hee-Fox Rain müzigidir ki bu müzik hala dinlemekten ayrı keyif almamı sağlar . 

Size minicik bir spoiler aşağıdaki videoda bulabilirsiniz hem müziğimiz hemde o eşsiz sahnenin kısacık bir bölümü 😍😘😄





Bir başka unutulmaz müziklerden örnek vermem gerekirse No Min Woo - Trap müzigidir kuşkusuz. Her ne kadar sinir krizlerine girsek de her sahneye çıktığında gizemi ve sırrıyla merak uyandıran Dae Woong / Köpek Adam -Avcı- Ögretmen siz artık ne derseniz  sahneleridir. 

Peki bu kişi kimdir ? Derseniz aşağıda fimden bir kaç kare sizlerle ! 





Şuan bu yorum ve soundrackları hazırlarken bir daha mı okusam diye düşünüyorum. Dizide karakterlerin ne düşündüğünü anlayamazdık. Burada Mi Hoo(Gumiho) 'nun ve Dae Woong'u resmen hissedebiliyoruz. Ayrıca yetmezmiş gibi onun bu şapşal hallerini okumak ise bir ayrı keyif verici oluyor. Bu arada belirtmem gerekiyor ki kapağı ,edisyonu herşeyiyle çok güzel bir kitapda olmuştu. Olimpos önceden polisiye kitaplarıyla kalbimi çalarken şuan Kore kitaplarıyla gönlümü feth etti desem yeridir.Bu Tur bambaşka bir tur takipte kalın :) Şimdiden Keyifli okumalar dilerim. 

20 Nisan 2017 Perşembe

Amy Plum / Benim İçin Öl Kitap Yorumu


Kitapla Mola kızlarından ve İş yerimden zaman bulunca yıllardır dolabımda beklettiğim Amy Plum 'un Revenants Serisine başlamaya karar verdim. Kitap Soluğu'nu facebookta ilk kurduğum zamanlarda sosyal medyada sık sık okunup bir sürü yorumlar gördüğüm bu seriyi sanırım herkes okuduğu için o dönem okumamışım 😃 Olsun şuan güzel bir kitabı geç oldu ama güç olmadı halimle bir güzel okudum ,bitirdim ve yorum bile yazmaya karar verdim.

Zombi Okudum ! Vampir Okudum ! Hatta Trollerle ilgili bile kitap okudum !! Ama ben Geri Dönenlerle ilgili hiç bir kitap okumadım. 
Fantastik kitaplarda özlediğimi buldum sanırım, artık boyuna giren dişler, ölü insanlarla  oradan oraya amaçsızca gezen Zombilerden sonra hayatını birinin hayatını kurtarmaya adayan ölüp 3 gün içinde uyanan Geri Dönenler içime su serpti. Fantastik dediğimiz türde sıradanlıktan uzak olmak aklımıza geliyor. İşte  bu kitap bana bunların hepsini verdi 😍

Vampir Günlükleri serimizin ana karakterleri Deamon ve Stefan'da serileri sevmişe benziyor 😊 

Vincent ve ailesi (tabiki hiçbiri öz ailesi degil) insanlardan gizli bir şekilde yaşamlarını sürdürüp, ölmek isteyen insanların hayatlarını kurtarıp defalarca dünyaya geri gelen canlılardır. Evet aslında mantık açısından canlılar çünkü ilk öldükleri zaman kaç yaşındalarsa diger ölümlerinde tekrar o yaşa dönüyorlar. Ayda 1 uyku uyumak zorundalar . Ama birde bunların kötü olan geri gelenleri varki onlarda insanların zayıflıklarından yararlanıp intihar etmelerini sağlıyorlar. Bu olay nerede geçiyor derseniz .Aşıklar Şehiri Paris 😍😍

''Sana sıradan bir tecrübe vaat etmiyorum Kate . Keşke kendimi normal bir adama dönüştürebilseydim de hayatımı ''ayaklı ölü ''haline getiren bu travmalar olmaksızın daima yanında olabilseydim''



Peki bu Kate kim ? Kendisi bir lise ögrencisi. Ailesini trafik kazasında kaybedip ölümün onda yarattığı ağır travmayla geride kalan ablası Georgia ile birlikte Paris'e büyükanane ve Büyükdedesinin yanına taşınıp hayatlarına yeniden başlarlar. Kate sakin , durgun ve dost asla şeffaf olmayan bir kızken , Georgia hayatını uclarda yaşayan , bar ,alkol ve erkekler en büyük ilgi olanı olan bir kızdır. 

Georgia'nın zorlamalarıyla cafe'de okuduğu kitap sırasında bir kaza geçirip son anda hayatta kalan Kate hayatında bir sürü tesadüfleri bir anda yaşamaya başlar ve en büyük tesadüf de Vincent'tir.  Aralarında bir anda Pat! diye patlayan aşk ateşi ölüm ve yaşam arasındaki büyük mesafeyi bir anda yok eder.  Okuduğum kitap yorumlarında bu Pat diye gerçekleşen aşka olumsuz eleştiriler vardı ancak Kate 'in ailesinin kaybının yarattığı travmadan dolayı Vincent'den ayrılması bence bu kitabı güzelleştiren ilk noktaydı. Çünkü herkesin yapması gereken tepkiyi vermişti. GERÇEKÇİYDİ! 




Okuduğum fantastik kitaplarda macera kısımları hemen gelirken bu kitapta son sayfalarda geldi. Açıkcası daha çok Vincent ve Kate 'in ilişkiye olan adaptelerini daha çok gördük.

Numa (Kötü Kalpli Geri Dönenler) 'ların İyi Geri Dönenleri mahvetmek için Kate'in ablası Georgia'yı kullanması ve Kate 'i iki arada bir derede bırakmalarıyla heyecan arttı. 

2.Kitap için ümitliyim. Bakalım beni neler bekliyor. 🙈🙉🙊 Eger yaş ortalamanız 16-25 arasıysa keyif alacağınız , 25-35 arasıysa ımmm ! kafa dağıtmalık diyeceğiniz bir kitaptı. 😮 

Bir sonraki kitap yorumumuzda görüşmek üzereeee 🙋

16 Mart 2017 Perşembe

KitaplaMola I Şeytanın Dönüşü Blog Tur (Resident Evil The Final Chapter) Kitap Yorumu


Herkese Merhabalar,

KİTAPLA_MOLA kızları olarak ne turlara ne etkinliklere doymuyoruz. İndigoKitap 'ın son kitabı olan herkesin merakla beklediği Resident Evil filminin finali olan ŞEYTANIN DÖNÜŞÜ bizim elimize düştü . Ah ne iyi etti düştü. Bu aralar kitap seçimlerimin doğruluğu sayesinde eski hızlı kitap okuma ve mutlu kitap bitirme günlerime geri döndüm. Kitabımızda bu mutlu finallerden biriydi. Güzel bir kitabın ruhumda bıraktığı tat bambaşka oluyor 😍😀

"Belki de korkmuşlardır," dedi Alice.
"Korkmak? Neyden?" diye sordu Claire.
Alice, tünelin diğer ucunu işaret etti. "Orada olan şey her neyse, ondan." dedi.


Açıkcası ben filmin ilk 1.sini yıllar önce izlemiş unutmuştum. Kitabı okurken aaaa! ben nasıl unuturum diyip film tadında bir kitabı okuyunca çokta pişmanlık hissetmedim. Her anın aksiyonunu iliklerime kadar her bir harf işledi.

Kitap Filmin 1.sinden başlayıp kısa özetler halinde filmin finaline kadar bizlere aktarılıyor. Raccoon City civarlarında Umbrella şirketi birbirinden ilginç deneyler yapmaktadır. Son olarak geliştirdikleri  deneyin sonucunda  insanlar zombiye dönüşür ve bunu yaymak isteyen bir grup virüsü ele geçirir ve dünyada son bir insan kalmayana kadar bunu yaymaya ve kontrolden çıkarmaya başlar. Başlarda amaç hasta çocukları , hasta insanları kurtarmakken artık iyi niyet dileyen kimse ortada kalmaz herbiri ölür. 



Alice geriye kalan son insanlardan biridir. Umbrella şirketi tarafından artık öldürülmek için tek hedef haline gelir. DNA'sına işlemiş olan virüs sebebiyle aslında yarı insan denilebilir. Güçleri ,algıları kuvvetlidir. Doğa üstü güçlere sahiptir. Alice'in mücadelesinde geriye kalan insanları bulmasıyla daha çok güçlensede süreç kayıpları tekrar peşinden getirir. 

Alice'in kayıpları ,zombi mücadeleri,tükenmişliği yetmezmiş gibi bir de mutant yaratıklar ile geçirdiği zorlu zamanlar vardır ve geriye sadece tek insan olarak Alice ve yapay zeka olan Kızıl Kraliçe kalmıştır. Alice 'ın son mücadelesi için bu sefer onu daha zorlu bir süreç beklemektedir. 

Peki Alice bu kadar yorgunluğuyla bu mücadeleyi kazanabilecek mi ? 

Soruları ile sizi bırakıp ben kitabıma sarılıp bir daha aşk yaşayıp okusam mı ? diye düşünüyorum.

Baştan sona tüm detayları bir sinemada izlermiş gibi  hissettirdi. Tavsiye mi valla  Kitap Rüyası Serpil Kır 'ın da dediği gibi ne yapsamda okutsam size 😍 Kesinlikle yeni sipariş sepetinizde olması gereken bir kitap diyebilirim. 

Bir sonraki yorumda ,turda görüşmek üzere ...

Keyifli Okumlar Dilerim. 

2 Mart 2017 Perşembe

MERAL KIR II AŞKIN KOKUSUNU ALDIM KİTAP YORUMU


Herkese Selammmmm 😍

Yine günlerden bir gün bana kitap yorumu yaptıran kitaplardan biri olan Meral Kır ; Şubat ayımın en sevdiğim, okumaktan büyük keyif aldığım romanlarımdandı.

Bir kitap da en sevdiğim ve beni bağlayan şeyler kesinlikle içinde kendime ait bazen söz bazense olaylarla karşılaşmamdır. Aşkın Kokusunu Aldım kitabında sık sık not aldığım sözler ve yeri geldiğinde işte tam bende böyle olmuştum diyip gözlerimdeki buğulanmaya hakim olamadığım anlar oldu.

Yazarı arayıp resmen beni anlatmışsın peki neden başrolümüzün adı Buse değil diyip trip atmadım da diyemem 😀


İlk önce sizlere biraz başrollerimizi anlatmak sonra spoiler vermeden kitabı tanıtmak istiyorum.


BARIŞ DAĞLI


Yetenekli bir futbolcu olan Barış Dağlı geçirdiği bir olay sonucunda bacağındaki sakatlık antrenör olarak hayatına devam etmesine neden olur.

Tek varlığı kardeşi Fırat'tır ancak aile içinde kimseye söyleyemedikleri büyük sırları yüzünden kardeşi ile de yakınlıkları zorunlu konuşmalar dışına çıkamamaktadır.
Aşk mı?
Bir kere aşkı tadan bir adam bir daha aşık olabilir mi?





''Aşktan kaçmaya çalışmak,yağmurun altında koşmak gibiydi. Aslında hızlandıkça daha çok ıslanırsın ama sen bunu ancak sırılsıklam olduğunda fark edersin.''





Serra Sancaktar 



Sancaktar ailesinin ablası , sivri dilli hatta yer yer  bir Asya kadar başına buyruk. Kitabı okurken ''ben bunu yapamam, konuşamam alacacağım cevaplardan korkarım  '' dediğiniz yerlerde gidip akıllı cevapları ve gururlu duruşuyla herkesin olmak istediği bir kadın.

İnsanların gördüğü Serra Sancaktar aslında hiç kimsenin bilmediği sırlarla dolu bir genç kadın.





Hayatımda ilk kez bir kitabı okurken deli gibi spoiler vermek istememiştim. Bu kitap baştan aşağı şuan ''Biliyor musunuz Barış 'ın en büyük sırrı buuuuuu! Hele Serra naptı biliyor musunuz ? İşte bunuuuu! '' diyip buram buram spoiler dolu dedikodu dolu bir yorum girmek çok isterdim. 
Ama bunu yapmak kitaba hele hele böyle bir kitaba ihanet gibi olur bu yüzden az spoilerla ve aşağıda oluşturacağım spoiler bölümüyle en iyisi  bu konuyu halletmek diye düşündüm. 

* Kitapta ara ara geçmiş ve günümüz ilişkilerinde ; Barış Dağlı'nın anlamsız terslemeleri ve yarğısız imfazlarına sinir olacaksınız.Ancak geçmişten verilen küçük detaylarla da bu siniriniz geçmeyecek çünkü eee! Ne güzel yetenekli işte , eee! ne güzel aşık işte diyip çıkmazlara gireceksiniz. Ancak Meral Kır yazar böyle mi bırakır .Tabiki HAYIR! yüzüme tokatlar indi desem yeridir.
Yaşamını tek bir kadına yani Tuba'ya bağlamış genç bir adam, futbol konusunda da yeteneğiyle hızla yükselmektedir. Zaman geçer,hatta yıllar geçer koca aşkından bir hiç , güvendiği ailesinden geriye de sadece Fırat kalır. Birde kız kardeşi yerine koyduğu Dilan...Futbol kariyeri mi işte oda koca hiçlerin arasındaki bir diger hiçtir. Geçirdiği bir kaza sonucu hem kariyerini hemde  biricik kardeşi hayata tutunma sebebi Fırat ile aralarına kocaman bir buz girer.


Serra Sancaktar; başarılı bir mimar ve ailesinin adını hiç bir koşulda kullanmayan genç bir kadındır. Fırat ile yakınlığı beraberinde bir çok belaya sürüklesede, Serra için Fırat ''yanında susabileceği tek adam'' olarak  hep özel bir yere sahiptir. Her ne olursa olsun Fırat'ı hayatından çıkarmayı göze alamaz. Aralarındaki yaş farkından doğan söylentileri de Fırat'ın abisi Barış hayatına girene kadar da umursamaz. Ancak Barış onu öyle bir çıkmazlara sokar ki başını bırak sözlü olayları daha nice belalara sürükler.

Barış'ın takımından Suat'ın aniden ölümüyle Fırat ve takımın koçu Hakan'ın başı büyük bir belaya girer ve bu bela hergün yeni olayları peşinden getirir.
Peki bu Barış ve Serra nasıl aşk sözleri söylüyor birbirlerine derseniz kitabın başında yok canım kardeşi Fırat'ın sevgilisine mi Barış aşık diyip saç baş yolsam da bu kısım kitabın asıl büyük spoilerı. 

Ne demişler Çıkın Çıkın Gelin Bende diyorum ki Alın Alın Okuyun😀😍


Şimdi gelelim okuyanlar ile yapacağım dedikodu kısmına .
LÜTFEN KİTABI OKUMAYANLAR AŞAĞIDA YAZANLARI OKUMASIN DİREK SPOİLER İÇERİR.

Sevgili Meral Kır okuyucuları eger şuan burada yazdıklarımı okuyorsanız sizlerde bneim gibi bahsedeceğim sahnelerde Aman Allah'ım ! diyip kalbinizi tuta tuta okumuşsuz demektir. 

Başta yukarıda bahsettiğim gibi hiç anlayamamıştım Fırat'ın sevgilisi Serra'yken nasıl Barışla olurlar diye .Meral Kır böyle bir şeyi nasıl yazar diyip hatta öfkelenmedim değil. Ama işte o Meral Kır böyle şeylere dikkat eder ve anlamsız sosyal mesajlar verip prim peşinde koşmaz der ve bir daha kalemini taktir ederim. 
Barış'ın Tuba'sını ilk önce hepimiz Serra'nın ofisi bastığı sahnede yolmak istedik sanırım. O kız kim ki bizim Serra'mıza sen 2 kardeşi idare ediyorsun hatta baba oğul'u der. 
Hele Hele Fırat'ın Barış'ın oğlu olması annesinin ise böylesi günlük bir kadın olması benim için Fırat'ı çok özel kıldı ve Fırat adı geçen her cümle kalbime bir ayrı dokundu diyebilirim.
Bir diğer özel sahnelerimden biride Serra'nın kaçırılıp kaybetti bebeğine veda sahnesiydi gözlerimdeki yaşlara engel olamadım desem yeridir.  Her bir cümle gözümde canlandı ve eşsiz bir hal aldı belkide bu yüzden. Hele o kitaptaki cümlelerin gidişi yok mu su  gibi ... Kitap Serisini her ne kadar doğru düzende okumasamda karakterleri Aylardan Aşk sebebiyle tanıyor olmam da bu kitaptaki yer yer Mehmet'in tutumlarına hak vermemi sağladı yoksa o Mehmet'in Serra'yı bu kadar kollaması sinirlerime dokunmadı değil.
Bu arada en çok şunu fark ettim ki Yağız ,Tanem ,Doruk ,Asya sizi çok özlemişim çocuklar.  Bu isimleri görünce yıllarca görüşmemiş dostuma kavuşmuşum gibide bir mutluluk oldu içimde.

Kesinlikle büyülesiydi. Ancak buradan yazara sesleniyorum kesinlikle Fırat 'da ayrı bir kitap olmalı.

Keyifli okumalar dilerim, Umarım bu uzun yorumdan dolayı sıkılmamışsınızdır.
Bir sonraki yorumda buluşmak üzere 😊