18 Şubat 2014 Salı

Ali Bolat - #direnAşk ile aşkın üstünlüğünü hissetmeye hazır olun. !


Aşk yücedir , aşk kutsaldır. Ama aşk herkese değil tek kişiye yakışır ve aşk hiç olmadık zamanda karşına çıktığında AŞKTIR. ! #direnAşk

Ali Bolat kaleminden çıkan #direnAşk büyük beklenti içerisinde beklediğim bir kitaptı. Beklediğime değdi tam istediğim türde bir kitapta. İçinde herşeyden bir tutam bulabileceğiniz yeri geldiğin de kendinize bile kızabileceğiniz bir kitaptan bahsediyorum size.

Hayata karşı hep mağlup başlayan Aslı 'nın yüzü kurtulmak isteyip ailesini terk ettiği Sinan 'lada mutlu olamaz. Sinan aşk değildir Aslı için bir dost , bir arkadaş, belkide sığınacak bir liman .
Bunu fark ettiğinde ise çoktan evlilikleri bitmek üzeredir ama hamileliği Aslı'ya yeni bir umut ışıgı olur. Ancak Aslı hayata karşı mağlubiyetini devam ettirmektedir ve bebegini ölü bir şekilde dünyaya getirir ve kısa bir zaman sonra da Sinan ile yollarını ayırırlar.
Kitap böylelikle sizi içinize alır . Taksim burada nerede mi ? Gelelim oraya ...!
Sibel Aslı'nın tek dayanağı ve sırtını dayayabileceği tek duvar . Ancak Sibel 'inde evliliginin bozulması nedeniyle oglu Cem 'göz kulak olmasını ister Aslı'dan. Kendi sorumlulugunu bile alamayan korkak bir kadındır Aslı aslında Cem hele hele 19 yaşında kanı deli gibi hızlı akan bu erkekle nasıl başa çıkacaktır. Aslı'nın bilmediği şey ise bu dört duvar ve belirsizliklerden kurtuluşu Cem 'dir.


Cem : 19 yaşında , İstanbul Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyan , Teknolojiyi sonuna kadar kullanan , Pelin'in erkek arkadaşı , Aslı'nın en yakın arkadaşının oğludur. 


Pelin : 19 yaşında , Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji bölümünde okuyan , tatlı dilli , Cem'in kız arkadaşıdır. 

Şimdi Cem ve Pelin'imizi de tanıdığımıza göre kitabımıza devam edelim :)
Aslı teknoloji ve telefon kavramlarından tek anladığı Alo ? Alo? Ancak hayatına Cem ve Pelin'in girmesiyle herşey daha değişir.
Cem'in Taksim Gezi Parkı olaylarına katılmasıyla Aslı kendine gelir . Bir anda yıllar önce mayıs ayında kaybettiği evladı aklına gelir  ve ağzından
''Bir başka mayısta  bir başka çocuğu kaybetmeyecektim! '' diyerek Cem'i korumaya Taksim'e gider. Taksim 'in karışması üzerine Cem'i bulamaz ve hayatını riske atar. Ta ki aşk onu bulana kadar..




''O an elimde Ufuk'un elini hissettim. Sıcacıktı ve bana güven
vermek istercesine sımsıkı tutmuştu. ''

Ufuk Aslı'dan yaşça çok küçük ama kaderleri bir yazılmış ve Taksim'de birleşmişti. Taksim olaylarının halk protestosundan çıkmasıyla Cem , Pelin ,Ufuk ; hatta Hakan , Ali , Kaan hayatlarına geri dönmekteydiler. 



Ufuk'un Mersin'e gidişi Aslı 'nın ailesinden kaçışını yeniden hatırlatır ve Cem'in vermiş olduğu cesaret ; Ufuk' a duyduğu özlemle yıllardır gitmediği memleketi Mersin 'e doğru yola çıkar... 
Geçmişle yüzleşmek ne kadar acıdır oysa.. Aslı'nın geçmişinin yaralarını Ufuk sararken ; Ufuk'un yaralarının merhemi de Aslı'dadır oysa. 
  


Şimdi geçmişe, acıya , hayata direnme zamanıydı, hemde aşkla !

Ellerimiz fenerde birleşmişken ta gözlerimin içine baktı.
''Şu an ne diliyorsak onu bırakalım gökyüzüne, belki sesimizi duyan
biri olur.''



Soluğunuzu kesecek , her sayfasında sizi büyülecek , Aslı'nın geçmişiyle  yüzleşmesini okuduğunuz da ise kalbinizin acımasına engel olamayacaksınız. #direnaşk belki kurgudur ama bunların hepsi benzer hayatlarda karşımıza çıktı.






Ve son söz olarak kitabı yazar notu ile bitiriyorum : 

''Hayatlarının henüz baharındayken doyasıya bir aşk yaşamadan
 göçüp giden o güzel çocuklara...''


6 Şubat 2014 Perşembe

Baba Dışarda Bir Melek Var - Fikret Topallı ile korku dolu gecelere Merhaba ^_^

Kimse kendine ben gerilim kitapları seviyorum demesin bu şehir efsanelerini okumadan ! Fikret Topallı Seri katiller serisi ile birçok seri katilin psikolojisini inceleyip ele aldığı kitaplarında her satırın gerçek olmasının da etkilemesinden dolayı olsa gerek Baba Dışarda Bir Melek Var kitabını okurken de kendime ne kadar kurgu Efsane inanma kulaktan kulaga dolanan şeyler bunlar diye konuşmama ragmen ürkmeden edemedim ^_^

Uvvv. Kitabı bitirdiğimde Aynadan çıkacak olan Kanlı Mary 'i ; yolda arabama binecek Lucy'i , Telefon her çaldığında bana ''Sıra Sende ''diyecek bir sesle karşılaşmaktan çok korktum ^_^


 Kitap gerçek midir ? sorusuna cevabım Umarım değildir . Eger bu hikayelerden herhangi biri gerçek olursa beni kimse evde tek tutamaz :) Yazarın yazarken ki yazım dilinin kusursuzlugu her hikayede oradaymışsınız hissine sizi büründürüyor. İnanın Fikret Topallı ile tanışma fırsatım olursa ona tek demek istedigim cümle sanırım şu olur;

''Seri katiller ile nutkumuz tutuldu ; Bu kitabınızda ise korkulu rüyalar görmek garantilendi. Dogruyu söyleyin hiç biri gerçekleşmedi değil mi ? ''

Beni ne kadar etkilediğini sanırım buradan anlayabilirsiniz :)

 Normalde bir kaç saatinizi alabilecek korku gerilim kitabı olmasına ragmen ben baya bir uzun sürede okudum sanırım :)
2013 son zamanlarında okumama ragmen yorum yapmaya bile cesaretim 2014 Şubat olabildi..
Tarzımın çok dışında ama büyük keyiflerle tavsiye edebileceğim bir kitap. Eger okuyabilirim diyorsanız tabiki.
Birde işin kötü yani ayracında korkutucu olması .. Bazı zamanlar sırf ayraca dokunmayayım diye 100 sayfa okuduğumu bile hatırlıyorum :)
Yabancı Yayınları güzel bir çizgide ilerlemekte Fikret Topallı 'nın bir sonraki yazacağı kitabı merakla bekliyorum. Bizi ne bekliyor acaba ?
Tavsiye Ederim. Bu tarzı sevmek isteyenlerin iyi bir başlangıcı olabilir. Sevenlerin ise büyük keyif alabilecegi bir kitap niteliğinde.