29 Kasım 2016 Salı

KİTAPLA_MOLA kızlarının KARANTİNA | Beyza Alkoç Söyleşi Günü



Kitap Fuarı postumda bahsettiğim KitaplaMola iş başında...
Artık sizlerle KitaplaMola olarak yaptığımız turlar hakkındada bu şekilde bilgi vereceğim.Ancak siz yine de takip etmeyi unutmayın.

Bugün günlerden Buse İlter'in Yazar ile Söyleşi ve Kitap Yorumu günü.
Kitap Yorumum bir başka postta sizlerle olacak ama benim bayıla bayıla yaptığım yazar söyleşim işte karşınızda.

O halde Söyleşi başlasın 🔻


➤Benim için Karantina kitabınızdaki önsözden sonra hakkınızda özellikle merak ettiğim bir sürü sorum var ama başta Beyza Alkoç kimdir ? Hayalleri nelerdir ? ile başlayalım J

✨ Ben Beyza Alkoç . 19 yaşındayım ve 2.öğretim Akdeniz Üniversitesinde İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Aslında yazarlığa uygun bir bölüm okuyorum, daha önce İstanbul'da bir yıl mütercim tercümanlık okudum, sonra yatay geçişle Antalya'da İngiliz dili ve Edebiyatına geçtim ama şimdilerde yine bir bölüm değiştirme isteği içindeyim. Hayallerim tamamen yazarlık üzerine, olabildiğince çok geliştirmeye çalışıyorum kendimi çünkü geleceğe dair başka bir plan çizmedim kendime, çizmek istemedim. Yazmak istiyorum sadece, kitaplar senaryolar... bu şekilde devam etmek istiyorum

➤Peki Ailen bu hayallerinde nasıl bir rol oynuyor. Malum ailelerin her evlat için planladığı hayalleri vardır ?

✨Ailem bu konuda sonsuz destek veriyor aslında ,anneannem bile çıkan 3 kitabımı okudu 😂Uzaktan akrabalarım bile sonsuz destekçi, tabi ki herkes iyi bir bölüm okuyup aynı zamanda eğitim olarak da başarılı bir noktaya ulaşmamı istiyor ama ben işin daha çok ''zevk aldığım şeyi yaparak başarılı olayım'' tarafındayım.


➤Bir yazara sorulabilecek en harika soru bence senin favori yazarlarındır. Bana 1 tane Türk 1 tane de Yabancı yazar önerebilir misin ?

✨Yabancı olarak Sophie Kinsella derim tabi ki 😊 Türk olarak da Hakan Günday diyorum.

➤Kitap kokusuyla buluşan ilk kitapların Sınır ve Sınırsız nasıl doğdu, biraz anlatır mısın?

✨Şöyle anlatayım, ben Sınır'a başlayana kadar Facebook üzerinden 8-9 tane hikaye yazdım ve ne yalan söyleyeyim hepsini yazarken içten içe çok kitap olmalarını istedim. Çok uğraştım da olmaları için ama olmadı. Sonra kendimde şöyle bir şey hissettim, ''Ya ben kitap olması isteğim yüzünden zevk alamamaya başladım yazmaktan!'' Bu düşünceyi fark ettiğim an şöyle bir karar aldım. Bir hikaye yazayım ama kitap olmasıyla ilgili hiçbir amacım isteğim olmasın sadece zevk almak için yazacağım basit bir hikaye olsun, diye düşündüm ve Facebok hikayelerime devam ederken Wattpad'te hesap açıp Sınır'ı yazmaya başladım. Bir 10 bölüm yazdım ama zevk aldım hevesimi de aldım ama Wattpad'te hiç okurum yoktu böyle 4-5 yorum geliyordu, 15 20 beğeni geliyordu. Ben de biraz ara vermek istedim ve sezon finali yaptım. 2-3 ay sonra Wattpad'e bir girdim kendi kendine binlerce beğeniye ulaşmış, yüzlerce yorum gelmiş bir sürü mesaj! O an çok mutlu oldum. Yazmaya devam ettim, çok hevesli heyecanlı yazdım ve bu kitaba da yansıdı çünkü cidden çok sevildi. Sınırsız da devamını isteyenlerin ısrarı üzerine oldu, aslında çok içime sinmedi Sınırsız ama edebi açıdan memnunum, ve istekler olduğu için o da kitap oldu.

➤Sormadan edemeyeceğim ilk kitaplarının konularında neden kanser ve sakatlık teması işledin, özel bir sebebi var mıydı?

 Çünkü bu zamana kadar okuduğum ve yazdığım hikayelerin tamamında karakterler çok sorunsuzdu, dertleri yoktu, sorunları yoktu. Mesela sakatlık insanlara göre çok büyük bir eksiklik ve ben bunun öyle olmadığını, öyle olsa bile kitaplarda işlenen o aşkları yaşayabileceklerini göstermek istedim. Kanser de aynı şekilde, çok kişi biliyorum saçları döküldüğü için hayalleri yıkılan. Ben de bunların aslında dünyanın sonu olmadığını göstermek istedim.


➤Karantina kitabına gelmek istiyorum hemen çünkü öyle bir önsöz vardı ki beni gerçekten çok etkiledi. Yaşama karşı ''işte bunu yaşadım ve bir anda büyüdüm '' dediğin bir anın var mı?

Aslında bunu hiçbir şekilde kendimi övme anlamında söylemiyorum ama ben cidden hiç küçük olmadım. Küçük yaşlarda çok sakin bir çocuktum. Ki zaten 9 yaşımda yazmaya başladım, okulda oynayabileceğimiz tiyatro senaryoları yazıyordum o zamanlar, her güne bir senaryo yazardım sınıfta oynardık. Sonra üzücü bir olay yaşadım, bir ölüm yaşadım diyebilirim sanırım ondan sonra değişmeye başladım. Hani belki gerçek büyüme anım o oldu, çünkü çok içime kapandım ve o günlerde kitap yazma olayına girdim. Okulda bile bir köşede oturup deftere yazardım, 300-400 sayfası dolu 4-5 defter biriktirdim bu şekilde. Ve o dönemden sonra o içine kapanıklığı aşamadım da, yazmayı da bırakamadım. Hala yazıyorum.

➤Karantina kitabının konusu çok farklıydı. Günümüz kitaplarına baktığımızda özellikle seni ayıran noktalardan en önemlisi diyebiliriz. Kurgularında nelerden etkilendiğini merak ediyorum ?

Çok farklı kurgular yazdım bu zamana kadar, sanırım izlediğim filmlerden dizilerden ve okuduğum kitaplardan hatta dinlediğim şarkılardan çok etkileniyorum. Bir ara Sophie Kinsella çok okurdum o zamanlar romantik komedi yazardım, sonra çok dramatik bir gif gördüm internette kanserle ilgili ve mesela Sınırsız'a başlamam böyle oldu. Daha sonra Karantina'yı yazmadan önce bir şarkı dinliyordum, şarkıda ''Yolun sonunda bir olmasaydık anlamsızlaşırdı bütün bu macera.'' diye bir cümle duydum, ve bu beni ayakta kalmaya çalışan bir arkadaşlık yazmaya itti.


➤Karantina kitabında espirili yaklaşımını kitapta hissettiğimde çok iyi gelmişti. Çünkü benim için birazcık da olsa hissedilen gerilim ve heyacanın espirilerle harmanlandığı romanlar katagorimdeJ Özellikle Adnan-Bihter – Behlül üçgenini kullandığın detaylar çok güzeldi.
Hiç tarzını harmanlarken acaba bunu yapmasam mı ? diye düşündüğün anlar oldu mu?

Aslında çok fazla olmadı, ben her türde yazmak istiyorum, bir kitaba her türü katmak istiyorum. Tek harmanlamak istediğim konu kitabın tamamen aşk üzerine olmaması oluyor her zaman. Mutlaka başka şeyleri ön plana çıkarmaya çalışıyorum.


➤Sen aşık olsaydın Onur mu? Mert mi? Burak mı ?

Çok güzel bir soru! Onur’a aşık olurdum^^

➤Zeynep pasif görünümlü ancak çok baskın bir karakter. Mert ya da Burakla olsaydı sence sonları ne olurdu JBenim fikrim : Burak sanırım Zeynep’i öldürürdü. 

Mert’le olsaydı çok fazla sıkıcı bir ilişkileri olurdu, uzun sürerdi ama monoton sıkıcı bir ilişkileri olurdu çünkü ikisi de çok stabil karakterler, sakinler, uysallar. Burak’la olsaydı kesinlikle katılıyorum Burak Zeynep’i öldürürdü! Çok seviyorlar birbirlerini ama çok zıtlar birbirlerine. İki türlü de mutsuz son olurdu.



➤Herşey için çok teşekkür ederim aslında sana yönlendirmek istediğim bir sürü soru var . Özellikle belirtmeliyim yıllardır pek çok yazar tanıdım ancak yaşın ve konuşma şekli olarak benim aklımda güzel kalacak özel kişilerden oldun . Kitaplamola ekibi olarak çok teşekkür ederiz bizi kırmayıp etkinliğimize katıldığın için.

Asıl ben teşekkür ederim^^ Çok röportaj yaptım blog turlarıyla ama ilk defa kitabım hakkında bu kadar bilgili bloggerların turuna katılıyorum, sorulardan bile belli Karantina dünyasına girdiğiniz. Bir sonraki kitabımda da görüşürüz umarım😃


🌗🌖🌕🌔🌓

Söyleşimizin sonuna geldik .
Yorum için takipte kalmayı detaylı bilgiler ve diger ekip kızlarımın çalışmaları içinde Kitapla_Mola Tık.Tık. 


Kitapla Molayı Karantiya aldık! 



21 Kasım 2016 Pazartesi

35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarından bana kalanlar *.*

Bir Kitap Fuarının daha sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Uzun zamandan sonra kitaplara geri dönmenin vermiş olduğu mutluluk ve heyecanla 3 senenin sonunda en güzel fuarımdı diyebilirim. 
Bugün işe gelmek bir o kadar zor ve ağrılı olsa da fuar ganimetlerimi görünce yorgunluğumdan eser kalmıyor .
Fuar Ganimetlerim neler mi ?
İşte karşınızda Fuar Ganimetlerim.
Aslında daha almak istediğim kitaplar vardı ancak bütçe hesaplamamda fuarı unutmuşluğumun magduriyetini yaşamadım degil :)
Aylardan Aşk, Aşkı Seçtim ,Yolum Aşka Düştü ve Aşkın Kokusunu Aldım kitaplarının yazarı Meral Kır , Kitap Rüyası adminleri yani herkesin Kır Kardeşler olarak tanıdığı Asi ve Serpil Kır, grafiker olarak bir çok yayınevinde yaptığı kapak çalışmalarına bayıldığınız Ebru Aydın ile olan gezimizde onların Altın Kitaplardan özellikle aldıkları kitaplarda gözüm kalmadı desem yalan olur.
( Kitaplarınıza birşey olursa mesuliyet benimdir :) ) 
Herşeyden önce Kitaplar bir çok şey katıyor hayatımıza buna da bu postumda buna yer vermeden edemezdim.
1.si Hayatımda o kadar özel insanlar var ki resimlerine bakmak bile yetiyor.
Meral Kır hiç bozulmayan temiz kalpli yazarım.
Hiçbir zaman neden kitabımı okumadın diye hesap sormayanım her zaman yazar kimliğinden çok abla olan güzel insan.
Kitapların bana kattığı en özel sebeplerdensin.
2.si şuan KitaplaMola kızları olarak bildiğiniz Ebru ,Asiye,Serpil ve benden oluşan ekibimizde 3 koca kalpli kitap kurdu.
Kaç yıldır beraberiz parmaklarımız yeter mi saymaya bilmiyorum ama kitabın bana kattığı bir diğer önemli sebeplerdenler.
Binlerce kez okumayı bırakmaya dogru gittiğim dönemlerde zorla kitap okutturdukları için minnettarım.
Fuarda en çok dikkatimi çeken konulara gelelim şimdi. İndirim olarak yine hepinizin yakından bildiği yayınevlerinde değişmeyen %15 indirimler söz konusuydu.
Aspendos Yayınları ,Koridor Yayınları, Altın Kitap , Artemis Yayınları ,Arkadya Yayınları ,İndigo Yayınları Parodi Yayınları , Ephesus Yayınları ugrayıp Alışveriş yaptığım yayınevlerindendi. İndirim olarak tatmin edici yardımları için ve kitap okurlarına vermiş oldukları destekler için teşekkür ederim.
Hem fuar çalışanları hemde kendilerinin içtenlikleriyle güzel anılar ile dönmemizi sağladılar.
Nazmiye Sümer kendisi benim manzarasına ,yemeğine kuşkusuz bir daha gideceğim cennet topraklardan Karadenizin aşklarına dokunan 4 güzel eseri olan Mendirek Yayınları ve Parola Yayınlarının yazarıdır. Hiçbir zaman eleştiriden kaçmayan her eleştiriyi itina ile not alıp değerlendiren fikirlere saygı duyan eşsiz yazarlardan bir digeri.
Hiç Hesapta Yoktun Sen , Ege Güneşi , Karadeniz Güneli , Cazi kitaplarını incelemenizi tavsiye ederim.
Ephesus Yayınlarının standında karşılaştığımız SonKahveBükücü ve Elif Ronald ile müthiş bir sohbet ve alışverişle ayrıldık. Yeniden görüşmek dilegiyle :)
Parodi Yayınları standı ve sıcaklığı da bir başka hoş fuar anılarımdandı.
Özkan Bey ile yeni tanışmamız ve 40 yıldır tanıyormuş gibi yakın hissettiğim mütevazi tutumları ve sıcaklığını da söylemeden edemezdim. Kitaplamola olarak ilk tercihimiz YOLCU kitabıydı konusuna hemen bakın derim sizlerinde merak edeceğine eminim :)
Fuardan son görüntümüzde işte bu karede ki sağda gördüğünüz bayanın yani Ebru Aydının çantasında da bir dolu kitap olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Eve nasıl döndüğümü sormayın orasını hatırlamak hiç istemediğim detay :)
Bir sonraki CNR KİTAP FUARINDA görüşmek dileğiyle
Kitap okumadan gününüz geçmesin .
Sevgiler...