21 Temmuz 2014 Pazartesi

Bana Prenses Deme ll Vefa Enver - Kitap Yorumum



 Kitap Arka Kapak Yazısı

Hırs, tutku, kıskançlık ve nefret duyguları arasında beklenmedik bir biçimde filizlenen muhteşem bir aşkın hikâyesini okumaya hazır mısınız? 

Babasının biricik prensesi, dünyalar güzeli Nil, bir gün cici kız olmaktan sıkıldığına karar verip çocukluğundan beri âşık olduğu Murat'ı tavlamanın yollarını ararken, kalbini âşık olmayı en son umacağı erkeğe kaptırır. 

Aşka inanmayan bir erkek olarak uzun soluklu ilişkilerden kaçınan ve herhangi bir şeye karşı alışkanlık geliştirmek fikrinden nefret eden Yiğit için yenilik, değişiklik, farklı tatları keşfetmek hayatının temel zevkleridir. Ansızın karşısına çıkan Nil'i tecrübesiyle baştan çıkarırken, bu oynadığı oyunda hayatının ve kalbinin kontrolünü tam anlamıyla ona kaptıracağından habersizdir.
Baş döndürücü güzellikte, masum ve tecrübesiz bir genç kızın, aşk oyunlarını teker teker öğrenişini gülümseyerek okuyacak ve âşık olduğunu sandığı erkek ile nefret ettiğini sandığı erkek arasında bocalarken, gerçek aşkı keşfedişine tanık olacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)


Kitap Yorumum






NİL

19 yaşında
İç mimar
Alımlı ve güzel 
Babasının prensesi , annesinin biriciği
Büyümek için çok hevesli
Aşkın anlamını bilemeyecek kadar da kör
Bir genç kız








Murat

30-32 yaşında
Gamze'nin nişanlısı
İnşaat mezunu
Nil'in babasının şirketinin çalışanı
Sırlarla dolu geçmişinin kinini taşıyan
Güvenilmez
Anlaşılmaz
Bir adam 









Yiğit


34-36 yaşlarında
Birlikte yaşadığı manken sevgilisinden vazgeçemeyen
Ama anlaşılmaz derecede Nil'e korumacı olan
Zenginligin yanında mimari ve inşaat hakkında çok bilgili
Ailevi konularda çok hassas
Sorunlu bir çocukluğa ragmen iyi yetişmiş
Güvenilir
Anlaşılır
Kusursuz
Bir Adam





Nil; tek aşkının Murat olduğunu sanan ve bu yüzden 19 yaşına kadar hiç bir ilişki yaşamamış bir genç kızdır.
Murat'a karşı duyduğu bu takıntılı aşk ise aslında Nil'i fark etmeden ailevi sırların içine sürüklemektedir.

Nil'in babası Haluk bey patronu olduğu şirkette güvendiği elemanı Murat'la mutlu mesut çalışırken ; Nil 'de stajını hem babasının şirketinde rahatça yapıp hem de tek aşkı Murat'a daha yakın olmaktadır. Şirketin durumu günden güne kötüye gitmekte olmasına rağmen bir ışık gibi doğan Yiğit inşaat şirketine çok büyük bir işle gelir ve Haluk bey'inde tek dostu olur bir anda. 


''Yiğit Bey ile tanıştın değil mi ?''
''Ha ,evet doğru .Babamın odasındaki adam . Demek yeni büyük müşteri o . Bana pek de büyük bir adammış gibi gelmedi. Ama büyük bir burnu olduğu kesin. Herşeye sokmaya meraklı olduğu koca bir burun...''


Nil ; Murat' ı elde etmek ve nişanlısı olan Gamze'yle arasını açabilmek için 19 yaş doğum gününü iple çekmektedir. Giyimi ve tavırlarıyla Murat'ı kendine aşık etmeyi  planlar ki dediği gibi de olur. Murat ; Nil'in cazibesine karşı koyamaz ama bedeni Nil'i istese de kalbi Gamze'den vazgeçmez. Yiğit'inde katıldığı bu davet Nil için bambaşka kapılar açar . 19 yaş partisinin hayatının dönüm noktası olcagını düşünürken aslında bu dönüm noktası Yiğit ile başlamıştır bile. 

Nil babası tarafından şımartılmış, fiziksel gelişimi tamamlanmış olsa da, duygusal gelişimi yarım kalmış , çocuk ruhlu bir kızdı.

Yiğit'in sevgilisi olan Tuğba ise güzelliği ve ünlü kişiliğiyle birbirlerine çok yakışmalarına rağmen ; Yiğit anlayamadığı sebeplerden dolayı Nil 'e karşı çekilir ve karşı koyamaz.  
Nil'in tüm ilkleri ve tüm kalbi fark etmeden Yiğit'in olmaya başlamıştır bile. Ama sebepsiz takıntısı olan Murat yüzünden tam anlamıyla bir teslimiyete kavuşamamaktadır. 

''Nereye bakıyorsun prenses?'' diye sordu Yiğit kendini koltuğa bırakarak.
Nil küçümseyen bakışlarını ona çevirdi. '' Çirkin olmayan bir şeylere olduğu kesin.''



Murat'ı ve Nil'in ailesinin ortak noktası olan ailelerin sırrını ögrendiğiniz andan itibaren kitap daha da bir hızla ilerleyecek . Peki tek çözülmesi gereken ailevi problem Nil'in mi ? Yiğit'in annesiyle karşılaştığı anlar kalbinizi burkacak kadar içten yazılmış ve yaşatılmıştı.  Yiğit ve Nil'in dialoğları romantik -komedi tarzına layıktı. Kitabı yarıladığınızda Nil'e kızabilir , öfkelenebilir ve bu davranışı kitabın sonuna kadar yaşayabilirsiniz ancak Yiğit'in tutum ve davranışları takdirlikti denilebilir.
Aşk Yiğit'e çok yakışıyor .
Sırf bu sebepten bile okunabilir .

Peki bizim büyüme hevesli kızımız Nil büyüyebilecek mi ?
Yiğit , Nil'in bu çocuksu davranışlarının üstesinden nasıl gelecek ?

Merak güzeldir :)

Şimdiden Keyifli Okumalar dilerim

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Tesadüfen Aşk - Başak Kızıltan 'ın kaleminden çıkan romanımız da sonlandı .



 Arka Kapak Yazısı

(O güldüğünde içimde bahar çiçekleri açıyor.)

İnsan kime âşık olacağını bilebilir mi? Tümüyle tesadüfte ömür boyunca kimi seveceğimiz! Hatta insan en tutkunu aşkını asıl, sevdiğini sanıp yanıldığını anladıktan sonra yaşayabilir.
"Buselik" adlı ilk kitabıyla okurlarının beğenisini kazanan Başak Kızıltan, yeni romanında, karhamanı Yeşim'le tanıştırıyor okurunu. Bir basketbolcunun sadece maçlarda heyecanlanmadığını da Ayaz'la tanışarak öğrenebilirsiniz.İlk aşkın gerçek olup olmadığına, her sayfayı şaşırarak çevirirken siz karar verin! Çünkü kahramanlarımız Yeşim ve Ayaz pekâlâ siz ve sevgiliniz de olabilir.

Yazarımız Başak Kızıltan, Bilken Üniversitesi'nde Turizm ve Otel İşletmeciliği okumuştur. Yıllardır eğitim gördüğü alanda çalışmakta ve müthiş manzarasından ilham alarak yeni romanlarını yazdığı Arnavutköy'de yaşamaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)

Kitap Yorumum 


Yeşim

Zengin
Çocuk öncesi öğretmeni
Çocukluğunu beraber geçirdiği Cenker'e aşık olduğunu sanan
Aşk sandığı duygular peşinde hata yapan
Beyaz atlı prensi defalarca karşısına çıkmasına rağmen görmeyen
Yeşil gözlü
(Ayaz'ın diyişiyle Çimen gözlü Yeşim )








Cenker

Yakışıklığına diyecek söz bulunmayan
Ancak tam bir takıntılı
İnsanları kandırmayı iyi bilen
Yeşim'e zarar vermekten çekinmeyen
Bencil 

Kısaca Psikopat bir adam
(İsmini de sevmemiştim zaten ! ) 





Ayaz
 Gri gözlü 
1.92 boyunda Dev adam 
Basketbolcu İlk gördüğünden beri Yeşim için çıldıran 
7'den 70'e tüm kadınlar üzerinde farklı etki bırakan 
İnsaflı
Merhametli 
Yufka yürekli AYAZ !

( İsmi bile güzel :D ) 

Yeşim ; beraber büyüdüğü abisi Yiğit ve aile dostlarının çocuğu Cenker'le kusursuz bir hayata sahipken duygularının tam anlamını bilemeden Cenker'le nişanlanır. Cenker bir an olsun Yeşimi'i düşünmeyen , fiziksel ihtiyacları uğrunda bencilce Yeşim'in canını yakan , kendi doğrultularında ilerleyen saplantılı bir adamdır. Ancak Yeşim ve Yiğit'in bunu fark etmesi malesef çok zamanlarını alır. 

''Yeşim çık artık o tuvaletten misafirlerimiz geldi bak!''
Annemin sesiyle kendime geliyorum, bu kadın isminin hakkını veriyor vallahi. Jeyan, kükreyen demek , zaten benim annemde her zaman kükrüyor.

Abisini ve Cenker'i ziyarete gittiğinde bir kaç kez karşılaştığı isimsiz gri gözlü adama beslediği duygular bu adamın bir kaç basket macında da karşılaşmasıyla netleşir . Evet !  Yeşim aşk denilen bu kıpırtıları sonunda doğru algılamaktadır. 

Ayaz ; ise mavi gözlüm diye yatar kalkar ama mavi gözlüsünün nişanlı oluşu hep Ayaz'ı durdurur. Cenker'in kirli geçmişinin en iyi şahididir ancak Yeşim'i koruyamıyor olmaksa Ayaz'ın en büyük cehennemi olmuştur. 
''Ayaz adı gibi geldiği yere ayazlar estiren adam ''
Yeşim aklını dağıtmak için kaçtığı İzmir'de kuzeni Gülce ve onun sevgilisi Alaz ( Ayaz'ın kuzeni ) ile karşılaşır ve Ayaz'ın aslında ne kadar da yakınında olduğunu fark eder. Fazla alkolün etkisiyle Ayaz'a karşı duygularını daha fazla saklayamaz ve herşeyi anlatır. 


Aşık olduğumdan beri aklımda tek şey onun hamile hali, kucağında bebeğiyle dolaşan hali , bebeğine mama yedirirken, oyun oynarken ki hali .
                                                                    Ayaz Durukan

Bir anda açığa çıkan Cenker'in kirli geçmişi Yeşim'in artık son noktası olur ve nişanı atıp Ayaz'a gider.  İkilinin gel - gitli bir aşk maceraları başlar .



Onu öpmek sanki uzun zamandır su içmemişim de suya kavuşmuşum gibi geliyor bana. 

Peki Cenker , Ayaz ve Yeşim aşkına izin verir mi ?
Çiftimiz kavuşabilir mi ?
Okumanız gerekir :)



Yazara not : Gerek kurgu akışı gerekse anlatım açısında
n güzel olsa da şarkı bölümlerinde sıkıldığımı itiraf edebilirim . 



Spoiler İçerir 

Tamam ya bundan sonra evlenir çocuk yaparlar diye düşünürken Cenker'in son dakika Yeşim'i kaçırması saçımı başımı yoldurdu desem yeridir.  Ancak final o heycana biraz hafif kaldı sanırım . Ancak kurgunun harikalığı bunu unutturdu bana .


ah Ayaz ah ! O romantik romantik çimen gözüm demeler , Yeşim 'in ismi için bile can verebilen o aşık kalbine ben ne desem bilemedim .

Tam bir Türk erkeği ornegiydi :) 


Keyifli okumalar dilerim 

6 Temmuz 2014 Pazar

Kış Güneşi - Jennifer L. Armentrount Kitap Yorumum hazır . İyi polis mi olasam kötü polis mi bilemedim !



Arka Kapak Yazısı

Yirmi bir yaşındaki Sydney, Kyler'a ezelden beri aşık. Ne yazık ki Kyler onu atlıkrancadan ittiği ve Sydney'in de karşılığında Kyler'a çamur yedirdiği günden beri sıkı dostlar.Kyler tam bir çapkın, bir kızın yanında iki geceden fazla duramıyor. Syd kendini gittikçe daha kötü hissdiyor. Ancak okuldaki son yılda duygularını itiraf ederek ilişkileirini berbat etmek istemiyor. Kyler'ın gözünde ise Syd hep ulaşılmaz bir noktada, adeta mükemmelliğin simgesi. Syd'in ona hayatta bakmayacağını düşünüyor. Bir gün Kyler'ın dağ evine kayak tatiline gidiyorlar ve bütün saklı duygular gün ışığına çıkıyor. Ama küçük bir sorun var. Evde yalnız değiller. Obsidiyen ile başlayan LUX serisi ve Melez Sözleşmelerinin'nin dünyaca ünlü yazarı Jennifer L.Armentrout'tan çok sıcak bir hikaye...
(Tanıtım Bülteninden)

KİTAP YORUMU


 Kyler

21 Yaşında
Üniversite ögrencisi
Yakışıklılığının farkında olan
Bencil
Çapkın
Sydney'e aşık
Ama başka kadınlarının bedenine tutkulu
Hatalarla dolu bir geçmişe sahip
Bir genç adam

Not: Kötü çocuk sayılır mı ?
İşte bunu bilemeyeceğim . Kararını okuyunca siz verin ama bence Duygularını dökemeyen bir adam var karşımızda !



 Sydney

21 Yaşında
Üniversite ögrencisi
Kyler'a aşık
Ancak Kyler'ın kalbinde sadece ''ARKADAŞ'' olarak olduğunu fark edince kötü bir ilişki tecrübesi kazanan .
Frigid'li kız olarak okulda bilinen
Kyler tarafından sayısız kez ekilmiş
Pek bakımlı olduğu söylenemeyen
Bol kazaklı bir genç kız.

Birbirlerinin en iyi arkadaşı ve bir o kadar da aşığı sayılan bu çiftimiz beni kitap boyunca kanser etti desem yeridir.  Kyler bir kızla olur Sydney kudurur, Sydney'e frigid derler Kyler öfkeden deli olur . Ama gel gör ki ikisi de bir aşklarını itiraf edemezler . Ta ki üniversitenin son yılını kutlamak için gittikleri kayak merkezinde fırtınadan dolayı mahsur kalana kadar.
Kayak hocalarından birinin Sydney'e asılması üzerine Kyler kıskanclık krizlerine girer ve korumacı iç güdülerinin esiri olur. Arkadaşlarının fırınadan sonra geleceklerini düşündükleri için bu gergin merkezden kaçıp eve sığınırlar ve malesef (bence iyi ki ) fırtına şiddetlenir ve bir kaç günü beraber geçirmek zorundadırlar. 


Bazen kelimeler kifayetsiz kalıyordu; insanın hissettiklerini anlatmaya yetmiyorlardı. Bu da o zamanlardan biriydi. Bu yüzden aramızdaki mesafeyi kapattım ve onu öptüm .Onun için hissettiğim tüm duyguları ona verdiğim her sözü o öpücüğe sığdırmıştım.

Kitap bu bölüme kadar yada şöyle söylemek gelirse 150.sayfaya kadar iyi bir kalem ve kurguyla ilerlerken bir anda (bence) basitleşiyor. Olabilecek her şeyi tek tek tahmin edip sıkılabileceğiniz Kyler- Sydney bölümleri olabileceğinin düşüncesindeyim . Kitabın tüm içeriğini Andrea ve Sydney arasındaki bir konuşmadan anlayabilirsiniz. 

Sen sarhoş oldun ve ona asıldın. O da seni reddetti ve sonra gece seni ellerken tek gecelik bir ilişkiden daha iyisine layık olduğunu söyledi? Ardından içinizdeki şehvete yenik düşüp bir kaç kez seviştiniz ve bunu da daha önce hiç yapmadığı şekilde yaptığını iddea etti ? 

İşte tüm kitap bu alıntıda anlatıldığı gibi :)





İyi miydi kötü müydü hala karar veremedim ama sanırım bu kadar eleştirel yaklaşmamın nedeninin Jennifer L.Armentrount kaleminden çıkan tüm kitapları okuyup en basitinin bu olduğunu düşünmemden de kaynaklı olabileceğim kanısındayım .



''Hayatım boyunca sana aşıktım'' dedi, gözlerimin içine bakarak. ''Eger izin verirsen, hayatımın geri kalanında da seni sevecegim Syd''




Sonuç olarak çok kötü olmasa da yazarın en basit kitabıydı diyebilirim . İlk kez Jennifer okuyacakların begenebilecegi ancak bir Obsidyen veya Melez Sözleşmeleri serilerini okuyanların begenmeyecegini düşündüğüm bir kitaptı . 


Keyifli okumalar Dilerim